Pandemi Yıllarında Üniversite Öğrencilerimizin Zihinsel Sağlığı: Bir Alarm Veriyor#
Corona virüsünün Türkiye’de yarattığı kaosun ardından üniversite öğrencileri sadece ders notlarıyla değil, psikolojik esenlikleriyle de ciddi sınavlardan geçiyor. Son araştırmalar, COVID-19’un getirdiği belirsizlik, sosyal izolasyon ve ani eğitim değişimlerinin; öğrenci ruh sağlığında belirgin artışlar yarattığını ortaya koyuyor.
Özellikle online eğitime geçiş, kampüs hayatının yerini sanal ortama bırakması ve kısıtlamaların getirdiği yalnızlık; Türk üniversite öğrencilerinde anksiyete, depresyon ve stres seviyelerinde dramatik artışa neden oldu. Araştırmalara göre, öğrenciler arasında pandeminin etkisiyle yaşanan psikolojik baskı oranı, pandemi öncesine kıyasla oldukça yüksek seyrediyor. Duygusal dalgalanmalar, geleceğe dair belirsizlikler ve sevdiklerinden kopmanın verdiği acı, genç beyinlerde iz bırakıyor.
Kadın öğrencilerin erkeklere kıyasla daha fazla kaygı ve stres yaşadığı da verilerle destekleniyor. Bu durum, pandeminin sosyal roller, beklentiler ve kültürel normlarla şekillenen duygusal dayanıklılık farklarını gözler önüne seriyor. Öte yandan, yeterli sosyal destek, düzenli fiziksel aktivite ve etkili online psikolojik danışmanlık hizmetleri –gerekli önlemler alınırsa– öğrencilerin bu psikolojik fırtınayı atlatmasına yardımcı olabilir.
Kampüs ortamının renkli, enerjik ve sosyal yaşam dolu hali yerini kaygı dolu ekranlara bıraktığında, öğrencilerin akademik başarıları da tehlikeye giriyor. Online eğitim, ev ortamında geçirilen uzun saatler, düzensiz uyku ve azalan fiziksel aktivite; yalnızca zihinsel sağlığı değil, akademik performansı da olumsuz etkiliyor. Araştırmalar, uyku düzeninde bozulma, artan ekran süresi ve sosyal etkileşim eksikliğinin öğrencilerin notlarını düşürdüğünü ortaya koyuyor.
Bu araştırmalar, sadece bir uyarı değil, aynı zamanda çözüm yolları için de bir davet niteliğinde. Üniversiteler, öğrenci danışmanlık hizmetlerini güçlendirmeli, psikolojik destek hatlarını aktif hale getirmeli ve sosyal bağları yeniden tesis edecek interaktif programlara yatırım yapmalıdır. Zira pandemi süresince gösterilen direnç, ancak toplumsal dayanışma ve bireysel destekle mümkün olabilir.
Sonuç olarak, COVID-19 süreci, genç zihinlere sadece fiziksel değil, duygusal anlamda da ağır yükler bindirdi. Üniversite öğrencilerimizin ruh sağlığı, geleceğimizin en önemli yapı taşlarından biri olduğundan, şu an gelin, hep birlikte bu görünmez düşmanı –stres, anksiyete ve depresyonu– alt etmek için çaba gösterelim.